Page 22 - 29.Sayı

Basic HTML Version

20
Makale
soruların ağırlıklı olarak kullanılmasının bilgi hatırlaması
ve düşünme becerilerinin uygulanmasını gerektiren
sınavlarda olumlu sonuçlar verdiği ortaya çıkmıştır.
Bir başka çalışmada (Andre,1979) araştırmacılar, bir
metindeki her birkaç paragrafta bir ileri düzey soruları
öğrencilere sormanın etkilerini araştırmışlardır ve
bu tür bir uygulamanın ders kitabının içeriğinin
öğrenilmesinde bilgi soruları sormaktan daha iyi sonuç
verdiğini bildirmişlerdir. Pressley ve meslektaşları
(1992) öğretimden önce öğrencilerden ileri düzey
sorulara açıklayıcı cevaplar vermelerini istemenin ön
bilgiyi aktive ettiğini ve dikkati odaklayarak daha iyi
öğrenmeyle sonuçlandığını göstermişlerdir. Ancak, ileri
düzey sorular sormanın kanıtlanmış etkililiğine rağmen
araştırmacılar sınıftaki soruların çoğunluğunun türünün
bilgi sorusu olduğunu göstermişlerdir. Öğretmen soru
sorması üzerine yaptığı bir incelemede Gall (1984)
sınıf sorularının sadece %20 kadarının basit bilgi
hatırlamasından daha fazla şey gerektirdiğini bulmuştur.
Benzer şekilde Goodlad (1984) sınıftaki tartışmaların
sadece yüzde bir kadarının öğrencileri kendi cevapları
ve mantıklarını açıklamaya teşvik ettiğini belirtir. Bu
soruların sorulduğu bir sınıfta eğer duygusal güvenlik
sağlanmadıysa neler olabilir?
Örneğin Kasım ayında okul açıldığından bu yana söz
istememiş olan öğrencisi parmak kaldıran öğretmenin
öğrencisine“aaa... konuşacakmış!”şeklindealaycı bir ses
tonu ile yaklaşırsa veya diğer öğrencilerin benzeri alaycı
söylemlerine engel olmaması durumunda bu öğrenci
artık sınıftan, dersten kopacak ve öğrenmeyecek. İlk iki
adımla birlikte sınıfımızda fiziksel ve duygusal güvenliği
de öğrenenlerin deneyim yaşaması için sağladığımızda
tam öğrenenlerin miktarı yüzde 30-40 seviyesine
çıkar... Halen tam öğrenmeye ulaşamadık sınıfımızda
ne yapmalıyız?
Adım 4 : İleri Besleyen Geribildirim
Her yaştaki öğrenen yaptığı işte ustalaşabilmek için
geribildirime ihtiyaç duyar. Araştırmalar gösteriyor ki
besleyici ve tanılayıcı geribildirim öğrenme sürecinde
etkisi en büyük araçlardan birisi. Bu konuda özellikle
John Hattie ve Dylan William önemli bulgular ortaya
koydular.
Araştırmalar, bir öğretmenin kullanabileceği en etkili
stratejilerden birisinin öğrencilerin ne kadar başarılı
oldukları hakkında vereceği geri bildirim olduğunu
doğrulamaktadırlar. Hattie (1992) 8000 kadar çalışmayı
analiz etmiş ve de başarıyı geliştiren en güçlü tek
nitelemenin geri bildirim olduğu sonucuna varmıştır.
Marzano, Pickering, ve Pollock (2001) geri bildirim için
araştırmaların sentezini yapmışlar ve sınıf için aşağıdaki
ana hatları sağlamışlardır:
1. Geri bildirim “düzeltici” olmalıdır. Bunun anlamı, öğ-
rencilere neyi doğru ve neyi yanlış yaptıkları hakkın-
da bir açıklama sağlamasıdır. .
2. Geri bildirim zamanında verilmelidir. Ölçmeden he-
men sonra verilen geri bildirim öğrenmeyi geliştirir.
3. Geri bildirim bir kritere göre olmalıdır, yani,
öğrencilere bilgi ya da beceri için belirli bir hedefin
neresinde oldukları konusunda bilgi vermelidir.
Araştırmalar tutarlı olarak kriter temelli geri bildiri-
min norm temelli geri bildirime göre daha güçlü bir
etkisi olduğunu belirtmektedirler.
4. Öğrenciler, kendi gelişimlerini izleyerek kendi
geri bildirimlerinin bir kısmını etkin bir şekilde
sağlayabilirler.
İlk üç adımdan sonra bu dördüncü adımın gerçekleştiği
öğretimtasarımı ortamlarındatamvekalıcı öğrenenlerin
miktarı %90-95 lere kadar çıkıyor.
Bu yüzyılın öğretmeni tasarım mühendisi olmalıdır
demiştim birkaç yıl önceki yazılarımda. Öğrenme
yolculuğunda öğrenenlere yoldaşlık yapan tasarımcı
öğretmenler için dört adımlı bir öğretim tasarımı
yaklaşımı öneriyorum.
Bu yaklaşımı uygulama adımlarında birbirlerine
ileri besleyen geribildirim veren meslektaşlarım
öğrencilerinin tamamına yakınında  tam ve kalıcı
öğrenmeyi  görebilecekleridir.