Page 34 - 29.Sayı

Basic HTML Version

32
Makale
Rehberlik Sisteminde Yeni Bir Çatı Model
Doğuyor: Dokuz Tip Mizaç Modeli
Prof. Dr. Ziya SELÇUK
TED Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi
Değerli meslektaşlarım; bu yazıda sizinle yeni
tanıştığım ve gerçekten ümit verici bulduğum bir
modeli paylaşmak istiyorum. Çok uzun yıllardır gerek
üniversitede, gerekse okullarda aktif olarak rehberlik
sistemi üzerinde çalışıyorum. Yaşanılan sorunları ve
güzel girişimleri bizzat görüyorum.
Ne yazık ki, gerek resmi gerekse özel okullarda
yürütülen rehberlik sistemi bizzat psikolojik
danışmanlartarafındanciddieleştirileretabi tutuluyor.
Zira, sınav odaklı bir eğitim sistemi öğrencilerin ilgi ve
yeteneklerini değil, sınav sonuçlarını dikkate alıyor.
Ancak eksikliği sadece eğitim sisteminde aramak
doğru olmayabilir. Eğitim fakültelerinin rehber
öğretmen yetiştirme yaklaşımı, anne-babaların
rasyonel olmayan beklentileri, çocuk yetiştirme biçimi
ve ölçme değerlendirme yöntemlerindeki eksiklik gibi
çeşitli etkenler sağlıklı bir rehberlik sistemi kurmayı
güçleştiriyor.Rehber öğretmenler sürekli krizlerin
çıktığı bir ortamda inanılmaz bir gayret göstererek
sorunlarla başa çıkmaya çalışıyor.
Bu koşullarda, okulda ortaya çıkabilecek riskleri
önceden saptamak ve yönetmek mümkün olamadığı
için çok çalışıldığı halde ciddi bir tatmin duygusu da
oluşmuyor. Sorunlu öğrencilere ve sorun getiren
velilere diğerlerinden daha fazla vaktin harcandığı,
okul toplumunun küçük büyük birçok sorunu
rehberlik servisine pasladığı, rehber öğretmenlerin
yaptığı işin çoğunlukla küçümsendiği bir ortamda
nasıl bir rehberlik olabilir?
Psikolojik danışmanlar yaptıkları işin çok büyük
bir kısmını fakülte öğreniminde değil meslek
içinde öğreniyor. Ancak okulda öğrenilenler
daha çok bürokratik becerilerle sınırlı kaşıyor. Bu
nedenle psikolojik danışmanlar özel gayretleri ve
meslektaşlarından öğrendikleriyle sınırlı kalıyorlar.
Üniversite sistemi buna bir tepki vermediği gibi
30 yıl önce ne yapıyorsa aynısını devam ettiriyor.
Kapsamlı gelişimsel rehberlik gibi arka planında kuzey
Amerika eğitim ekosisteminin ve paradigmasının
yattığı bir sistemle işlerin yürümediği açık. Ne yazık
ki ülkemizdeki okullar için telif olarak geliştirilmiş
bir rehberlik yaklaşımı veya kavramsal çerçeve de
bulunmamakta.
Psikolojik danışmanlar başta kendilerini tanımak
olmak üzere, çocukları, aileleri, meslektaşlarını
anlama ve çözüm üretmede kullanabilecekleri
ülke çaplı bir strateji, model ve yöntemden
yoksundur. Uygulamaların kurumdan kuruma, hatta
danışmandan danışmana değiştiği, kişiye bağlı bir
sistem söz konusu. Birbirinden bağımsız yüzlerce,
binlerce soru içeren çok sayıdaki test ve envanterle
veri toplanmaya çalışılan ve bu verilerin genellikle
uygulamalara yansımadığı bir sistem.
Sorun çözmeye odaklanması gereken danışmanların,
kendilerinden kaynaklanmayan sorunlarla boğuştuğu
bir ortamda basit ama etkili bir sisteme ihtiyaç var. İşte
tam bu noktada Dokuz Tip Mizaç Modeli yeni bir çatı
model sunmakta. “Yaşamdaki temel motivasyonum
nedir?”, “Temel yönelimim nedir?”, “Temel pozitif
duygum nedir?”, “Temel negatif duygum nedir?”,
“Yaşamdaki temel arzum nedir?”, “Yaşamdaki temel
ikilemim nedir?”, “Temel korkum nedir? Sorularının