Page 33 - 29.Sayı

Basic HTML Version

31
Makale
üretici ve sorgulayan ve çok yönlü ve derinlemesine
düşünen bir insan olarak yetiştirmenin yollarını
bulabilmeyi de gerektirir”.
Bu bakış açısı öğretmenin eğitim-
öğretimdeki
rolünün de
, yeniden tanımlanması gereğini
düşündürür.”
1739 Sayılı Milli Eğitim Temel Kanunun
43. Maddesine göre, “öğretmenlik, devletin eğitim,
öğretim ve bununla ilgili yönetim görevlerini üzerine
alan özel bir ihtisas mesleğidir. Bunun için her
öğretmenin mesleğe hazırlayıcı uygun bir eğitim
öğretimden geçmiş olması esastır.
Bu eğitim öğretim sürecinde ö
ğretmen
adayının,
kendini geliştiren, bilgiyi en iyi şekilde aktaran,
yaşadığı kültürün özelliklerini ve yaşadığı çağın
gereklerini dikkate alarak öğrencilerini
eğitme
k,
onları toplumun ihtiyaçlarına ve kendilerine en
uygun alanlara yönlendirebilmek ve desteklemek için
gerekli donanıma sahip olacak şekilde yetiştirilmesi
son derece önemlidir.
Öğretmen
in, ayni zamanda
düşünsel
tutum,
duygusal tepki ve de çeşitli alışkanlıkları ile
öğrencilerine model olarak onların gelişiminde
etkili olduğu düşünülürse,
öğretmen adaylarının
yetiştirilmesinde bu özelliklerin kazandırılmasına
özen gösterilmesinin ne kadar önemli olduğu daha iyi
anlaşılabilir.
ÖĞRETMENİN DEĞİŞEN ROLÜ
Geleneksel
öğretmenin
; içerik uzmanı,sınıf otoritesi,
bilgi kaynağı, bilgiyi aktaran kişi olma rolüne
karşılık, günümüz
öğretmenin ;
lider,bilgiye ulaşma
yollarını
öğreten
, öğrencinin kendi öğrenmelerini
gerçekleştirebilmesi için ona rehberlik eden,
öğrenmeyi öğreten bir kişi olması beklenmektedir.
Bu açıdan bakıldığında 21.yüzyılın öğretmen
profilinde;
geniş bir dünya görüşü ve genel kültür
bilgisine sahip , güler
yüzlü, iyi huylu, uyumlu
anlayışlı, sabırlı, bilgili, ahlaklı, güvenilir ve dürüst
karakterli,mesleki yönden yeterli bilgi ve özgüven
sahibi,
i
şini
seven ve işine bağlı, işbirliğine açık,peşin
hükümsüz ve adil olması
gibi özellikler yer alır.
Bunlara ek olarak öğretmenin yeniliklere açık,
esnek, aktif ve araştırıcı, anlaşılır, akıcı ve güzel
konuşabilen bir insan olması ,düzenli, temiz
giyimi ve görünümüyle güzel, hoş tavırlara sahip,
demokrat bir insan olması, ayrıca çocuk ,genç ve
yetişkinlerle iyi bir İLETİŞİM kurabilme becerisine
sahip olması,kendini geliştirme konusunda ciddi
çaba göstermesi
beklenme
ktedir
.
Öğretmen yetiştiren kurumların da koşullarını
ve
programlarını bu özellikleri kazandıracak şekilde
yeniden gözden geçirmeleri son derece önemlidir. Bu
kurumlar, sadece öğretmen adayların yetiştirilmesini
değil, mevcut öğretmenlerin yeniliklerden haberdar
olmaları ve mesleki gelişimlerini sürdürebilmeleri
için gerekli koşulları hazırlamayı da kendi sorumluluk
alanları
içinde görmek durumunda
dırlar.
Öğrenen merkezli eğitim, kişilere yalnızca
öğrenmek istediklerini seçme hak ve
sorumluluğunu vermez, aynı zamanda
bireyin kendisine en uygun öğrenme
yöntemini seçme şansı da tanır.