Page 47 - 29.Sayı

Basic HTML Version

45
Konferans
REGGIO EMILLIA EĞİTİM SİSTEMİ
Behiye SAKAOĞLU
Aile Danışmanı- Pedagog-PDR Uzmanı
II. Dünya savaşı sonrasında İtalya’nın kuzeyinde Reggio Emillia adı verilen 150,000 nüfuslu bir kasabada anne
babaların çocuklarının eğitim alabileceği bir okul kurma girişimiyle başlayıp, bugün “Reggio Emilia” yaklaşımı
adıyla tüm dünyaya yayılan bir okul sistemidir. Loris Malaguzzi bu yaklaşımın yaratıcısı ve öncüsüdür.“Eğitim
her çocuğun hakkı” olduğu düşüncesiyle çocukların kaliteli bir eğitim alabilmesi için okul, aile ve toplumun
işbirliği içinde çalışması gerektiği esas alınmıştır.
Bu yaklaşıma göre çocuklar hayatın anlamıyla ilgili cevaplar aramaktadırlar. Onlara cevabı vermek için acele
etmemek, onun yerine cevabı kendilerini bulması için teşvik etmek gereklidir. Erken çocukluk eğitiminde
yapılması gereken, çocuklara gelişimlerini destekleyici ve ilerlemelerini teşvik edici bir ortam yaratabilmek
ve kendi fikirlerinin gelişmesine fırsat tanımaktır. Çocukların sayısız yaratıcı, entellektüel ve iletişimsel
potensiyelleri vardır ve her birine saygı gösterilmelidir. Çocuklar teoriler geliştiren, bilgi üreten, gözlem yapan,
aktif deneyimler edinen, sosyal, duygusal ve zihinsel yönden farklı kaynaklara sahip olan kişilerdir.
Reggio Emilia yaklaşımında, çocuklara somut
yaşantılar sunulur, bu sayede yeni deneyimler
kazanmalarına yardımcı olunur. Çocuklar araştıran,
üreten ve hipotezlerini test eden kişilerdir.
Kendilerini ifade ederken çok farklı sembolik
araçlardan yararlanabilirler. Örneğim, resim, heykel,
müzik, gölge oyunları, dramatik oyun gibi. Reggio
yaklaşımında buna “Çocuğun Yüz Dili” adı verilir.
Çocukların düşüncelerini ve duygularını herkes
tarafından görünür kılmak adına kullandıkları birçok
sayıda dile sahip olduklarına inanılır. Bu diller
aracılığıyla
çocukların
sembolik
düşünmesi,
yaratıcılığı ve iletişim becerileri gelişir. Reggio Emilia
sisteminde sınıf ortamı diğer sistemlerden oldukça
farklıdır, geniş sınıflar, aydınlık, çok farklı öğrenme
merkezleri ile çocuğun kendi yaşantıları ile öğrenmesi için ortam hazırlanır. Çocuk öncellikle öğrenmeye
güdülenir,bu nedenle sınıf ortamı çocuğun merak duymasını sağlayıcı araç gereçler ile sürekli yeniden
oluşturulur.
Sınıf Ortamı
Sınıf ortamı “öğretmenin kendisi” gibi düşünülebilir. Ancak ortamın sadece fiziki özellikleri değil aynı
zamanda ortam içinde gerçekleşen etkileşimler de öğrenmenin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu nedenle okullarda
Yazı