Page 21 - 1-100

Basic HTML Version

Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
19
“FARKLILIK RENKTİR, ZENGİNLİKTİR”İN, “MOZAİK GÜZELDİR”İN
ÇOK ÖTESİNE GEÇEBİLMEK
Birkaç şey okuyarak başlayacağım. İki hafta öncesine ait bir gazetenin köşe yazısı:
“Kadınlar güçsüz olduklarına inandırılır, azınlıklıklar az olmanın bir eziklik olduğuna
alıştırılır. Farklılar, kendileri bile farklılıklarının bir pürüz olduğuna kanar. “ diyordu
yazar. Bu konferansa katılacağım sırada bu yazıya denk geldiğim için sizlerle
paylaşmak istedim.
Bir başka meslektaşımdan alıntı yapıyorum. Birkaç hafta önceki bir toplantıda
–konu, farklılıklar değil bir başka şeyken- şöyle dedi; “İkiyüzlüyüz, farklılıkları inkârla
yaşıyoruz”.
Bir başka köşe yazısından da küçük bir alıntı yapacağım; “Aynılıkları hiç sevmedim.
Aynılaşmaları, aynılaşanları sevmedim. Gittikçe birbirine benzeyen insanları, yolları,
sokakları sevmedim. Attığımız her adımın bizi diğerlerine benzeştirmek için
kurgulandığını görmekti bu hayattaki en büyük hayal kırıklığım. Benzeştikçe
normalleşen, normalleştikçe sevilen, sevildikçe daha iyi yaşayabilenler oluyorduk
gün geçtikçe. Aynılaştıkça sevilen ve uslu durdukça başı okşanan çocuklardık biz.”
İnsanların çeşitli yazı ve söyleşilerde bu konulara değinmeleri tabii ki bir tesadüf
değildir. Bu alanlarda eksiklerimizin olduğunun farkındayız. Birkaç makaledeki bilim-
sel analizlerin sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. 2007 yılında, ülkemizde
üniversite öğrencileri ile yapılmış bir çalışmada sonuçlar şöyle sıralanıyor: Üniversite
öğrencilerinin aşırı genellemeler yaptıkları, katı yargı sahibi oldukları, görüşlerini
gerekçelendiremedikleri, eleştirel düşüncelerinin gelişmemiş olduğu görülmüştür.
Bir başka çalışmada da 4-5 yaş çocukları tüm gün gözlemlenerek, paylaşma
davranışları özellikle incelenmiştir. Bu çalışma sonucunda, çocuğun - kız ya da
erkek, tek çocuk ya da kardeşli, annesi çalışır ya da çalışmaz koşullarından etkilen-
meden- paylaşma ve işbirliği davranışları, dikkat çekecek ölçüde düşük olarak
gözlemlenmiştir. 2005 yılında ortaokul öğrencileri ile yapılan bir başka çalışmada
çocuklar, görüşlerine saygı duyulmadığını, kendilerine değer verilmediğini, gerçek
yaşamın okul dışında olduğunu söylemişlerdir.
Ben bir sosyal psikologum. Ben ‘yamama’ bir eğitimciyim. Okuldan yetişme bir
eğitimci değilim. Sosyal psikologluğumun eğitimle ilgili görüşlerime katkı yaptığını
düşünüyorum. 30 yıl üniversitelerde öğretmenlik yaptım. Ayrıca 1995 yılından bu
yana da üniversite öğrencilerinden daha küçük öğrencilerle çalışmalar yapıyorum.
İnsan hakları eğitimi üzerine çalışmalar yapıyorum. Bu çalışmaları ilkokul ve
ortaokul düzeyindeki öğrencilerle ve onlarla çalışan yetişkinlerle yürütüyoruz. Bugün
bunlardan yola çıkarak bu deneyimler sonucunda ortaya çıkan görüşlerimizi sizlerle
paylaşmak istiyorum.
Prof. Dr. İpek GÜRKAYNAK
Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü
Bu yazı, Türkiye Özel Okullar Birliği Dergisi’nin 28. sayısında yayınlanmıştır.