Page 39 - 1-100

Basic HTML Version

Farklı olanı anlamak için okumak gerekir. Edebiyat çocuğa farklı dünyaları, insanları,
düşünceleri, kültürleri, taşır ve onun onlarla tanışmasını, anlamasını, farklı oluşlarını
kabullenmesini sağladığı gibi, iletişim kurmasını da sağlar.
Bırakalım okusunlar. Onları sınırlarsak gölgeleri bile büyümez.
Bir başka temel nokta, günümüz çocuğu bizim onun bildiğini sandığımız dünyadan
çok daha fazlasını biliyor. Ama biz onun ne bildiğini bilmiyoruz. Karşımızdakinin bilgi
sınırlarını, yaşamı algılamasını, değerlendirmesini tam olarak bilmiyorsak, o zaman
onunla kurduğumuz iletişim gerçek iletişim olmaz ve bu bir monologa dönüşür ki,
böyle bir durumda çocuğun gelişim süreçleriyle bağ kopmuş demektir.
Biz öğretmenler de, çoğu zaman, çocuğu, hiçbir şey bilmeyen, kendimizi de her şeyi
bilen varlıklar olarak tanımlıyoruz. Sınıfa girdiğimizde ‘siz hiçbir şey bilmiyorsunuz,
ben şimdi size her şeyi öğreteceğim’ diye bir rol üstleniveriyoruz hemen. Elbette bu
durumda aslında yanılıyoruz. Gerçek şu ki çocuklar bizimle dalga geçiyorlar.
Bir deneyimimi paylaşmak isterim: Bir okulda yaptığım uygulama çalışmasında
‘yalan’ kavramını gündeme getirmek istedim. Sınıfa girdim, merhabalaştım, sonra
konuya dönük süreci başlattım. Onlara şöyle seslendim. ‘Arkadaşlar şimdi size bir
soru soracağım ama sizin doğru cevaplayacağınızdan emin değilim’. Çocuklar şöyle
bir baktılar bana ve ben o bakışları yakaladığım anda ‘Siz hiç yalan söyler misiniz?’
diye sordum. Çocuklar ise hep bir ağızdan ‘Haayıııııır!’ diye bağırdılar. Ben de aynı
tonda ‘Yalan söylüyorsunuuuuz’ dedim. Sonra çocuklardan bir tanesi atıldı ve
‘Öğretmenim ……. olmuştu onun için yalan söylemiştim’ dedi. Onun ardından başka
çocuklar da yaşadıkları bazı “yalan” olaylarını anlattılar.Böylece arka arkaya yalanlar
itiraf edilmeye başlandı. Sonra içlerinden bir kız çocuğu ‘Siz beyaz yalan diye bir şey
var, biliyor musunuz?’ dedi. Ben de ‘bilmiyorum anlatır mısın?’ dedim. Anlattı. ‘Bir
keresinde hastalanmıştım. Hastanede yatıyordum. Bu sırada anneannem ölmüş.
Ama bana onun öldüğünü söylemediler. Bana anneannemden gelmiş gibi selamlar
ve hediyeler getirdiler. Bu sırada eğer ben anneannemin öldüğünü bilseydim belki
de şimdi yaşamıyor olacaktım.’ dedi.
Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
37
Onu sevin!