Page 54 - 1-100

Basic HTML Version

52
Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
ERKEN ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ÇOK KÜLTÜRLÜ EĞİTİM
Bir toplumu oluşturan bireylerin ve grupların dil, din, ırk, tarih, coğrafya açısından
farklı kökenlerden gelmesine dayanan çok kültürlülük, tek bir siyasal birim halinde
ve ortak sınırlar içinde yaşayan toplumlarda söz konusudur. Bu farklılıklar, kimi
zaman, değişik milletlere mensup insanların bir arada yaşaması biçiminde de görü-
lebilir (Kongar, 1997). Küreselleşme, mal ve hizmet üretiminin uluslararasılaşması,
hareketliliğin artması ve yeni iletişim teknolojileri, uluslar arası göçün sonuçları ile
ilgili olarak ülkeleri yeni önlemlere zorlamaktadır (Esen, 2012). Başka bir deyişle
küreselleşme, dünya ölçeğinde ekonomik, siyasal ve kültürel bütünleşme, kirlerin,
görüşlerin, pratiklerin, teknolojilerin küresel düzeyde kullanılması, sermaye dolaşımının
evrenselleşmesi, ulus-devlet sınırlarını aşan yeni ilişki ve etkileşim biçimlerinin
ortaya çıkması, mekanların yakınlaşması, dünyanın küçülmesi, sınırsız rekabet,
serbest dolaşım, pazarın dünya ölçeğinde büyümesi ve ulusal sınırların dışına
çıkması, kısaca dünyanın tek pazar haline gelmesidir (Kaçmazoğlu, 2002).
20. Yüzyıl’ın ikinci yarısından itibaren özellikle teknolojik gelişmeler ve buna bağlı
olarak bir yerden bir yere göç etmenin kolaylaşması, ekonomik güçlükler ve çeşitli
politik sosyolojik baskılar nedeniyle başka ülkelere göç eden insanların sayılarının
artışı, yeni gelenleri geldikleri toplumlara uyum sorunlarını da beraberinde getirmiştir.
Özellikle Kuzey Amerika ve Avrupa’da sayıları giderek artan göçmenlerin yeni
geldikleri toplumlardaki uyum sorunlarının kökeninde birbirleri ile uyuşamayan farklı
kültürlerin, yaşam biçimleri ve değerleriyle sorumlu oldukları görüşü, kültürler arası
farkındalığı da beraberinde getirmiştir. Ayrıca, göç alan Batılı ülkelerde görülen bu
gelişme giderek çok kültürlü yaşamın renkli, zengin ve dinamik yönlerinin de farkına
varılmasına yol açmıştır. Kültürler arası farkındalığın gelişimini körükleyen bir diğer
gelişme olarak, ülkeler arasındaki diğer nüfus hareketlerini ve ekonomik gelişmeler
arasında turizmi -giderek, tatil için gidilen yerlere daha sürekli yaşamak üzere göç
eden insan sayısının artırması- ve giderek uluslararası hale gelen birçok şirkette,
giderek artan sayıca farklı kültürlerden insanların yan yana çalışmaları sayılabilir.
Bu gelişmeler, toplumların kendilerini sürdürebilmeleri için insan yetiştirmelerini
amaç edinen eğitim sistemlerine de ister istemez yansımak durumundadır. Farklı
kültürden insanlarla çalışmak ve bir arada yaşamak durumunda olan günümüz
çocuklarının eğitilme sürecinin, kültürler arası farkındalık ve yaşam biçimini de
kapsaması gerekir. Bu kültürel kapsamın gerekliliğinin bir nedeni de, kendi
kültürünün, yaşam biçiminin farkına varmanın yolunun diğer kültürlerin de farkına
varmalarından geçtiği gerçeğidir (Önder ve Polat Unutkan, 2008). Farklı kültürlerin
bir araya gelerek oluşturduğu bu yapı, eğitim alanında çok kültürlülük perspekti
içinde incelenmektedir. Çok kültürlülük kavramı farklı bakış açılarına göre
tanımlanmaktadır. Yapılan bazı çalışmalarda çok kültürlülük ırk ve etnik köken gibi
değişkenler ile açıklanmaya çalışılsa da son yıllarda yapılan çalışmalarda çok kültür
Yrd. Doç. Dr. Özgül POLAT
Marmara Üniversitesi