Page 55 - 1-100

Basic HTML Version

lülük, ırk, etnik köken, sınıf, cinsel yönelimler, din ve yaş gibi değişkenleri de içine
almaktadır (Başbay ve Bektaş, 2009). Bohn & Sleeter’e (2000) göre ise çok kültürlü
eğitim, okullarda, çoğulculuğu ve eşitliği desteklemek amacıyla yapılan önemli,
eleştirel bir tartışma oturumudur. Bu türden bir eğitim, farklı gruplar arasında diyalog
geliştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle, çok kültürlü eğitim, okullardaki iyileştirme
çalışmalarında, gruplar arası iş birliği süreci olarak görülebilir. Bu süreç içerisinde,
okulların, tüm bireyler için destek sağlamasına gayret edilir. Yılmaz ise (2011), Çok
kültürlülük kavramını toplumlar arası bütünleştirici bir unsur olarak kabul etmektedir.
Bu görüşünü çok kültürlü toplumu ebru modeline benzeterek ifade etmiştir. Ebru
sanatında kullanılan renklerin kendi özelliklerini kaybetmeden birbirleri ile uyum
içinde bulunmaları, farklı renklerin her birinin görülebilmesi ve birleşimlerinin güzel-
liğinden zevk alınması; çok kültürlülüğün bütünleştirici etkisine benzetilmektedir. Bu
bağlamda çok kültürlülük kavramı ile toplumsal yapı içindeki farklı kültürlerin varlığının
tanınması, tüm insanların haklarına saygı ve bunun sonucu olarak toplumsal barışı
vurgulanmıştır.
Kültür, sosyal sınıf, din, dil ve etnik köken gibi farklılıklar kişiler arası etkileşimde
toplumun temel özellikleridir. Bireylerin bu farklılıklar konusunda erken yaşlarda
eğitilmesinin, onların gelecekte küresel toplumun etkili birer üyesi olarak yetişmelerinde
yararlı olacağı düşünülmektedir. Sözü edilen ayrılıklar, toplumların kutuplaşmasına,
insanların birbirleriyle etkileşimlerinin kesilmesine ve toplumdan uzaklaşmalarına
neden olmaktadır (Gay, 1994).
Çeşitli nedenlerden dolayı bir arada yaşamak durumunda olan insanlar arasında
olumlu ilişkilerin gelişmesi bir toplumda karşılıklı hoşgörü, denge ve uyumun sağlanması
açısından önem taşımaktadır. Bunun gerçekleşebilmesi için farklı insanların birbirle-
rine karşı gösterecekleri anlayış, hoşgörü ve başkalarının farklılıklarını kabul etme
temelinde bir toplumsal yapıya gereksinim olduğu açıktır. Böylesi bir toplumsal
yapıyı oluşturan bireylerin yetiştirilmesi için örneğin farklı ülkelerin ve kültürlerinin
tanıtılması öne çıkan bir amaç olarak gözükmektedir. Bu amacın önemli bileşenlerinden
birisi ayırımcı davranışların ortadan kaldırılmasına yönelik olan genel çabalardır
(Önder ve Polat Unutkan, 2007).
Kültürün eğitim üzerinde yadsınamaz bir etkisi bulunmaktadır. Bu nedenle, farklı
kültürleri içerisinde barındıran toplumlar, bireylerin gelişimine destek olabilmek ve
onların çoklu bakış açıları kazanabilmelerini sağlamak için, çok kültürlü eğitim
uygulamalarına gereksinim duymaktadırlar. Çok kültürlü eğitim uygulaması, aynı
zamanda, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanmasının da ön koşulu olma özelliğini bera-
berinde getirmektedir (Cırık, 2008).
Günümüz dünyasında insanların hem yaşamlarını sürdürebilmek hem de yaşam
kalitelerini yükseltebilmek için birbirlerini tanımaları ve birbirleriyle işbirliği yapma
yollarını bulmaları gerekli gözükmektedir. Bu nedenle de yarının dünyasına hazırlanan
çocukların farklı ülkeleri ve bu ülkelerde yaşayan insanların kültürlerini tanımalarında
başlıca iki yarardan söz edilebilir. Birincisi başka ülkeleri ve kültürleri tanıyarak
Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
53