Page 67 - 1-100

Basic HTML Version

EĞİTİMDE FARKLILIKLARLA BİRLİKTE YAŞAMAK
Bireyler ve gruplar olarak ziksel, psikolojik, toplumsal ya da kültürel olarak farklı
özelliklere sahibizdir. Doğuştan gelenlere ek olarak bazı farklılıklar, sosyo-ekonomik,
kültürel, teknolojik ya da politik değişimlerle ortaya çıkabilir. İçinde yaşadığımız
toplumun, bu doğrultuda farklılıklardan oluştuğu söylenebilir. Bunun ne kadar
farkında olduğumuz, dahası farklılıklarımızla ne ölçüde uyumlu ve birlikte yaşadığımız,
bir demokrasi testi gibi düşünülebilir. Farklılıkları, egemen değerler içinde eritmeye
ya da bastırmaya çalışan ülkelere karşın, ortak yaşam değerleri ile örtüştüren ülkeler
bu skalada daha demokrat olarak tanımlanmayı hak ederler.
Doğuştan edindiklerimize ve sonradan kazanılan rol ve statülerle ortaya çıkan aynı
toplum içindeki farklılıklara ek olarak, ekonomik, siyasal, kültürel, toplumsal ya da
doğal nedenlerle farklı toplumların karşılaşması ve çoğullaşması da başka farkları
ortaya çıkarır. “Kişiler, gruplar ya da kültürler arası farklılaşmalar, doğal değişken-
lerden yahut sonradan oluşan ihtiyaçlardan doğabileceği gibi, damgalama/etiketleme
şeklinde kasıtlı ayrımlar yapılması biçiminde de gerçekleşebilir. Bu tür ayrımlar ise
toplumsal farklılaşmanın en problemli biçimini oluşturmaktadırlar” (Karaca, 2012:
231). Önyargılarla, kalıpyargılarla örülen ötekileştirme süreci, “biz” ve “onlar”
karşıtlığını inşa ederek, var olan ayrımları besler. Eğitim, her türlü toplumsallaşma
süreci ve medya, ötekileştirme pratiklerinin hem yeniden üretildiği, hem de bu
pratiklerle mücadele edilmesinde önemli araçlardır.
Toplumların, farklılıkları ve bu farklıkları ile uyumlu birlikteliğinin yolu, bir başka
deyişle demokratik oluşu, elbette eğitim ile ilgili. Değişimi ve farklılıkları, bir sorun
olarak değil, tam tersine bir zenginlik kaynağı olarak gören eğitim kavrayışı, çağın
gereksindiği eğitimdir. Dayandığı ya da kurmayı amaç edindiği toplum modeline göre
değişen eğitim yaklaşımlarının nasıl planlandığı, bu açıdan oldukça önemlidir.
Farklılıklarla birlikte yaşamı önceleyen bir toplum ve eğitim dizgesi içinde eğitimde
drama, yaşamsal bir işleve sahiptir. Bu kısa sunuşta, eğitimde dramanın,
farklılıklarla bir arada yaşamayı vaat eden kültürlerarası pedagojinin bir aracı
olduğunu iddia edeceğim. Öncelikli olarak kültürlerarası pedagoji kavramını
tanımlayacak ve ardından bu alandaki temel yaklaşımları özetleyeceğim. Sonra,
dünyadan ve Türkiye’den bazı örneklerle eğitimde drama ile kültürlerarası pedagoji
arasındaki yakın ilişkiye odaklanarak, dramanın, farklılıklarla bir arada yaşamayı
öğreten kültürlerarası pedagojinin önemli bir aracı olduğunu vurgulayacağım.
Kültürlerarası pedagojiden söz edebilmek için öncelikle kültürü tanımlamakla işe
başlamalıyız. En geniş anlamda insan topluluklarının ürettiği maddi ve manevi
değerler bütünü olarak tanımlanabilen kültürün, yüzlerce tanımı vardır. UNESCO’ya
göre “kültür, bir toplumun yaşam koşullarını, ifade biçimlerini, yapılarını, bireyin
Prof. Dr. Hasan AKBULUT
Kocaeli Üniversitesi
Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
65