Basic HTML Version
48
Yazı
Dünya Patent Ligi İçin....
Dr. Şerife ARSLAN
Yönetim Danışmanı
“Times Higher Education” İngiltere merkezli haftalık
bir dergidir. Bu dergi tarafından belirlenen dünyanın
en iyi 100 üniversitesi sıralamasında 2012 ve 2013
yıllarında Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin girmesi
beni onurlandırdı ve bir o kadar da düşündürdü.
Aklıma bir çok soru geldi; Bu başarının
sürekliliği olur mu? Daha üst sıralara çıkmamız
mümkün müdür? Daha fazla üniversitemiz
daha ön sıralarda olabilir mi? gibi, gibi...
Çok sayıda Japon, Amerikan ve İngiliz üniversitelerinin
olduğu bu listede Harvard Üniversitesi geleneksel
olarak birinciliğini kimseye kaptırmadı. Türkiye’den
ODTÜ’nün Boston Üniversitesi, Bristol Üniversitesi
ve Osaka Üniversitesi gibi üniversitelerin önünde yer
alması gerçekten de gurur verici.
Ülkelere göre ilk 100’de;
ABD’denin 43 üniversitesi,
İngiltere’nin 9 üniversitesi,
Avustralya’nın 6 üniversitesi,
Almanya – Hollanda –Japonya’nın 5 üniversitesi,
Fransa’nın 4 üniversitesi,
Hong Kong, Kanada ve İsveç’in 3’er üniversitesi,
Singapur, Çin, İsviçre ve Kore 2’şer Üniversite ile yer
almaktadırlar.
Türkiye, Brezilya, İsrail, Rusya, Belçika ve Tayvan
listede 1 üniversite ile yer alıyor.
16 milyonluk Hollanda’nın 5 Üniversite ile
listede yer alması gerçekten dikkate değer. Uzun
yıllar Bulgaristan ve Türkiye’de devlet ve özel
eğitm
sektöründe,
eğitim-öğretimin
değişik
yönetim kademelerinde çalışma fırsatım oldu.
Cambridge Üniversitesine bağlı IGCSE-İngiltere
Ortaöğretim Programı ile Uluslararası Bakalorya
Diploma Programlarının akreditasyon süreçleri ile
akademik ve sosyal içeriklerindeki programlarda
deneyim kazanan bir kimse olarak Hollanda’nın
bu başarısı beni çok da şaşırtmadı. Neden mi?
Hollanda, endüstri toplumundan bilgi toplumuna,
iş gücü ağırlıklı teknolojiden yüksek teknolojiye,
temsili demokrasiden katılımcı demokrasiye geçme
başarısını göstermiş Batı Avrupa Ülkeleri’ndendir.
Rekabetçi, dinamik bir toplumdur. Hollanda
Eğitim
Sistemi’ni
ayakta
tutan,
ona
güç
veren, geliştiren dört temel özellik vardır:
Birincisi, eleyici veya seçici oluşudur. İkincisi, ideolojik
ve pedagojik çeşitliliğidir. Üçüncüsü sistemin
dinamizmidir; Dördüncüsü ise, eğitim birimlerinin
özerk bir yapıya sahip olmalarıdır. Sisteme
dinamizm
kazandıran,
içerisindeki
çeşitliliği
güce ve kaliteye dönüştüren en önemli etken,
eğitim birimlerinin özerk oluşu ve satıcı –
müşteri ilişkisini andıran bir rekabet ortamında
en iyiyi yapma yarışı içerisine girmeleridir.
Hollandada Eğitim Sistemi, zorunlu olarak ortalama
oniki yıl eğitim görme koşulu sağlar. Bir çocuk dört
yaşindayken okula gitmeye başlar. Bu zorunlu eğitim
değildir ama çocuğun okula adaptasyonu yönünden
iyidir. Bir öğrenci altı yaşına geldiğinde temel eğitime
başlar (Basisschool) ve oniki yaşında ise bu eğitim
biter.