Page 56 - 29.Sayı

Basic HTML Version

54
Yazı
Eğitim ve Biz
Ceren AY
Okan Koleji - ​9/A sınıfı Öğrencisi
Eğitim; ilkelleşmenin önüne geçebilme amacıyla
atılan, toplum standartlarının, inançların ve yaşam
yollarının öğrenilmesinde uygulanan sistemli, büyük
bir adımdır. Aynı zamanda, yaşanılan toplum içinde
değeri olan, yetenek, tutum ve diğer davranış
biçimlerinin geliştirildiği süreçlerin tümüdür. Günümüz
eğitiminde bizler, akademik bakımdan ilerlediğimiz
gibi yeteneklerimiz bakımından da farklı seviyelerde
ek eğitimler almaktayız.
​Bu sistem kişinin kendi hedefine ulaşmasını sağlayacak
yolların temellerini oluşturmaktadır. Eğitim, okullarda
yaşamla ilişkilendirilerek ve bireylerin yetenekleri
dikkate alınarak öğretildiği zaman kalıcı ve faydalı
olmaktadır. Her seviye yani okulöncesi, ilkokul,
ortaokul, lise ve üniversite; kendi payına düşen
görevleri doğruveyerindeyerinegetirmesi durumunda
mutlu ve topluma yararlı bireyleri yetiştirmiş olur.
Tüm bu kurumlar yaptıkları eğitimle bireyin hedefine,
geleceğine ulaşması için ona ışık tutarlar.
​ Bütün bunlar bir yana daha hayatın başında olan
ve geleceğe umutla bakan gençler olarak bizler,
son yıllarda hızla değişen bir sınav sistemi içinde
yarınlarımıza endişe ile bakmaya başladık. Bu sınav
kargaşası bizim her şeye kuşkuyla ve olumsuz
bakmamıza neden olmakta ve bizi çaresizlik ortamına
sürüklemektedir. OKS, LGS, SBS, TEOG, ÖSS, ÖYS,
YGS, LYS derken değişime alışmaya ve bunun getirdiği
aceleci havaya kapıldık. Sistemin odak noktası;
sınavlarla öğrencileri seçmek, elemek hâline geldi.
Fakat biz öğrenciler ne yaşamsal eğitimi ne de eleme/
seçme sınavlarını destekleyici hücresel eğitimi
yeterince alabiliyoruz. Çünkü bir sonraki eğitim
hayatına ait sınav kaygılarımız var. Ancak bu hızlı
gelişen ortamda değişime; bireyin yetenek ve ilgisine
önem veren ilerici bir anlayışla yaşama bakabilen
öğretmenlerimiz, idarecilerimiz kısacası okullarımız
sayesinde ulaşabiliyoruz. Okullarımız klasik sistemle
değil, bizleri birer birey olmaya, geleceğini kendisi
yaratabilen liderler olmaya teşvik etmelidir. Bunu
başaran okullar, planlı çalışmalarla akademik temel
seviyeyi; daha sonra da ders dışı etkinlikleriyle (tiyatro,
görsel sanatlar, müzik, edebiyat eğitimi vb.) sosyal ve
kültürel birikimlerimizi oluşturmaktadırlar.
​Temel bilimsel amaçların yanında bireyin ilgi ve
yeteneğine önem veren sistemli işleyiş içinde olan
ve bilinçli öğretmen kadrosunun görev yaptığı
okullar; öğrencilerini desteklemeyi ve hedeflerine
ulaştırmayı amaç edinmiştir. Bizlere -ülkedeki tüm
okullarda- sadece derslerin ve sınavların olduğu bir
eğitim değil, kültürel anlamda da kendimizi çok iyi bir
şekilde ifade edebileceğimiz ortamlarda eğitimimizi
sürdürebileceğimiz olanaklar sunulmalıdır.
​Akademik çalışmaların yanında şiir dinletileri, öykü,
senaryo, deneme ve makale yarışmaları ile edebî
dünyamızın yaratıcılıkla zenginleşmesi, münazaralar,
hatta okullar arası gençlik platformlarında söz
hakkı alarak güncel yapıyı tartışmamız, yıl içinde
gerçekleştirdiğimiz tiyatrolarla, dramalarla farklı
kişi ve kişiliklere bürünüp farklı dünyalarda yolculuk
yaptırılması gibi etkinliklerle ‘’Nasıl eğitimli bir birey
olabiliriz?’’ sorusunun cevabını çağdaş eğitim yapan
okullarda alabilmekteyiz.
​Her yıl değişen eğitim sistemine, doğru biçimde
adapte olup sunduğu Atatürkçü ve çağdaş hizmetle
eğitimi gelenek hâline getiren kurumlar; varlıklarını
geliştirerek ve bilinçli gençler yetiştirerek ayakta
kalacaklardır. Kurumlarımız kaliteli yapılanmayı
hedeflerken biz öğrenciler de çalışarak ve araştırarak
bu yapılanmaya ayak uydurmalıyız. Türkiye’nın genç
öğrencileri olarak tüm okullardaki bütün öğrencilerin
aynı kalitede eğitim alabileceği güzel günler dilerim.