Page 105 - 1-100

Basic HTML Version

Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
103
gelişim gösteren akranlarıyla birlikte kendi sınıfında ve sırasında eğitilmesi
anlamına gelmektedir. Yasa, kademelendirerek bir sınırlandırmayı ön görmektedir.
Bu mümkün olmuyorsa özel alt sınıf olarak da bilinen özel eğitim sınıfı, bu da
mümkün değilse özel eğitim ya da kurumlara yönlendirilmelidir, deniliyor yasada.
Dünyada bunu uygulayan çeşitli sistemler mevcuttur.
Çok sık karşılaşılan sorunlardan biri, ‘resmi okul ile özel okullar arasında özel
eğitime ihtiyacı olan bireylerin eğitim hakkı ya da uygulama açısından bir farklılık var
mı?’ sorusudur. Bir tek farklılık vardır. Kademeli eğitimle birlikte artık okul öncesi de
dahil olmak üzere her üç kademe de zorunlu hale gelmiştir. Bunun anlamı, birey
açısından çocuklarını lise eğitimi tamamlanıncaya dek okula gönderme zorun-
luluğunu, devlet açısından da eğitimin her tür ve kademesinde bu eğitimi parasız
temin etme yükümlülüğü anlamına gelir. Özel okullar ücretli olduğu için Anayasa’nın
eşitlik ve genellik ilkesi uyarınca devlet bedel ödeme yükümlülüğünün doğması
nedeniyle özel okullara kendiliğinden yönlendirme ve yerleştirme yapamaz. Ancak
velinin,özel eğitime ihtiyacı olan çocuğun eğitsel değerlendirme ve tanılaması ve
yönlendirilmesi sırasında Rehberlik Araştırma Merkezlerine; yerleştirme aşamasında
ise İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerindeki Özel Eğitim Hizmetleri Kurulu’na yazılı
olarak başvuruda bulunması, çocuklarının özel okula yönlendirme ve yerleştirme
yapılmasını, bu durumda okul ücretini ödemeyi taahhüt edeceklerini belirtmeleri
halinde özel okul resmi okul açısından bir farklılık söz konusu olmayacaktır.
Kaynaştırma eğitiminde ülkemizde çok çeşitli sorunların yaşadığı bilinmektedir.
Bunlar arasında, desteklenmeyen okul ve öğretmenler, sabit eğitim programları ve
yöntemler, öğretim araçları ve ekipmanları eksikliği, dahil edilmeyen aileler, bir çok
okuldan ayrılma, bir çok tekrar, düşük kalitede eğitim, eğitime her türlü erişim engel-
leri, öğretmen davranışları ve daha bir çok sebep gösterilebilir.
Size şu anda yepyeni bir kavramdan söz etmek istiyorum; bütünleştirme. Bu konuda
ekranda gördüğünüz görseller Milli Eğitim Bakanlığı’nın resmi web sitesinden
alınmıştır. Türkiye, Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’nden 28 Eylül 2009
tarihinden itibaren sorumludur. Bu sözleşme uyarınca bütünleştirme uygulamaları
hayata geçirilmelidir. Uluslararası sözleşmeler, ulusal mevzuat ve politikalar ile AB
uyum sürecinde bütünleştirme uygulamaları sağlam bir çerçeveye oturtulmuştur.
Nitekim, engelli öğrencileri yönelik bütünleştirme eğitimi fırsatlarının arttırılması Milli
Eğitim Bakanlığı’nın ulusal politikası olarak kabul edilmiştir. Türkiye’de uygulanan en
az sınırlandırılmış ortam ve kaynaştırma ilkesi uyarınca engel ya da yetersizlik
düzeyi ha f olarak tanılanmış olan öğrenciler doğal gelişim gösteren akranları ile
birlikte kaynaştırma uygulamaları yolu ile eğitim görmektedir. Eğitimde bütünleştirme
uygulamaları ile okul uygulamalarının orta ve ağır düzeyde engeli olan öğrencilerin
de örgün eğitime devam edebilmelerini sağlayacak şekilde uyarlanması ve düzen-
lenmesini ifade etmektedir. Bütünleştirme, çocuğun özel gereksinimi ve/ veya engeli
olsun veya olmasın, bütün çocukları kapsar. Söz konusu bireyler belirli bir gereksini-
mine ve/veya engele ilişkin tanı almış olanlar (işitme, görme, zihinsel engelliler vb.)