Page 129 - 1-100

Basic HTML Version

Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
127
bir kadın üye vardır. On iki tane genel müdürden sadece biri kadındır. Grup
başkanlarında bu oran 14/67’dir. İl milli eğitim müdürlerinden sadece ikisi kadındır.
892 ilçe milli eğitim müdürü içinde sadece 9 kadın yer almaktadır. Bu da toplumsal
cinsiyete ilişkin zihniyetin sistemdeki başka bir yansımasıdır.
“Nasıl bir eğitim?” meselesine kafa yoracak olursak, eğitim, içeriğiyle, öğretmenleriyle,
yöneticileriyle doğru kurgulandığında sadece eğitimde cinsiyet eşitliğiyle yetinmemiz
gerekmez ve eğitim ile toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklemek de mümkün olur. Ev
içi rollerin, sorumlulukların eşitsiz dağılımı, erkeklerin eğitimine daha çok önem
verilmesi, erken evlilikler, çocuk evlilikleri ve her türlü şiddetle ilgili de eğitimin
oynayacağı roller vardır. Bu potansiyeli ne kadar kullandığımızı sorgulamak gerekir.
“Varmaya çalıştığımız neresi; somut göstergeleri ne olabilir?” diye düşünürken
rastladığım, İskoçya’dan bir çalışmada belirlenen standartlardan bazılarını
paylaşmak isterim. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaşama geçtiği bir eğitim deneyi-
minde şöyle unsurları öne çıkarmışlar: Tüm çocuklar ve gençler, kendilerinin ve
başkalarının toplumsal cinsiyet eşitsizliği deneyimleri ve bunların nasıl giderilebileceği
üzerine düşünmeye teşvik ediliyor mu? Öğrenciler, okulun toplumsal cinsiyet
eşitliğine dönük girişimlerinin geliştirme, uygulama ve değerlendirme süreçlerine
katkı sunmaya teşvik ediliyor mu? Toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılığı fark etme,
tartışma ve giderme konusunda giderek özgüvenleri artıyor mu? Tüm çocuklar ve
gençler okulu destekleyici ve içermeci bir ortam olarak deneyimlemeleri; özellikleri,
ilgileri ve davranışlarının katı bir biçimde toplumsal cinsiyete göre belirlenmemesi
destekleniyor mu?
Pek çok gösterge de okul çalışanları bakımından belirlenmiş. Örneğin, tüm çalışanlara
davranış standartları, politikalar ve stratejilerin, ayrımcılık yasağının ve eşitliğin okul
çalışmalarına nüfuz etmesi için nasıl kullanılacağı konusunda rehberlik verilmesi
bekleniyor. Hem erkek hem kadın çalışanlara değer verilmesi, danışılması ve
destek verilmesi de önemli bir gösterge. Türkiye için özellikle anlamlı olduğunu
düşündüğüm diğer bir gösterge ise cinsiyet dengesizlikleriyle ilgili. Örneğin, okulda
bakım, temizlik ve beslenmeye ilişkin işler çoğunlukla ya da tamamen kadınlar
tarafından yapılıyorsa; okul yönetimi ve liderlik ekibinin çoğu ya da tamamı erkekse
ya da tüm anaokulu öğretmenleri kadınsa bu okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği
adına atılacak çok adım var anlamına geliyor.
“Nasıl bir eğitim?” diye sorduğumuzda biraz da kız çocuklar hangi okul türlerinde
yoğunlaşıyor diye de bakmak lazım. Ortaöğretim düzeyinde belli veriler var elimizde.
Ortaöğretime baktığımızda farklı okul türleri görüyoruz. Genel liselerin Anadolu
liselerine dönüştürülmesi ile birlikte, ortaöğretime devam eden kadınların daha
yüksek bir yüzdesi Anadolu liselerine devam etmektedir. Bunun dışında ortaya çıkan
iki eğilim daha var. Beş yıl önce, ortaöğretime devam eden kadınların yaklaşık
%12’si açıköğretime giderken şu anda bu oran %20 dolayındadır. Bir diğer eğilim de
şöyle; beş yıl önce ortaöğretime devam eden kadınların %4’ü İmam Hatip Liselerini
tercih ederken şu anda bu oran %8’dir. Bu eğilimleri iyidir veya kötüdür diye belirtmi