Page 51 - 1-100

Basic HTML Version

Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
49
Çinli bir fotoğrafçının çektiği fotoğrafta öğrencilerin kitapların arasında anestezi
almış gibi uyuduğunu görüyoruz. Tabii bu gerçek bir sınıftaki sahici bir durum
değildir. Bir kurgudur. Çinli fotoğrafçının ülkesindeki eğitim sistemini eleştirmek için
kurguladığı bir sınıf ortamıdır.
Eğitim sistemimiz özellikle merkezi sınavlarla beraber daha fazla bilişsel öğrenmeye
ve bilgiye yönelik bir yaklaşım sergilemektedir. Bu alanlarda estetik, “aestetis”, veya
duyuların uyanması için bir alan yoktur. Bu eğitim yaklaşımı biraz da öğrencileri içi
her türlü bilgi ile doldurulması gereken boş kavanozlar olarak görür. Bazı bilgilerle
öğrencileri doldururken bunlara ne kadar ihtiyaçları var, bu bilgiyle daha sonra ne
yapacaklar, nasıl işleyecekler diye düşündüğümüz bir eğitim yaklaşımından her gün
daha fazla uzaklaşmaktayız. Sınavlar ve yetişmesi gereken müfredat içerikleri
eğitmenleri bilgiyi hayat ile bağdaştırmadan paylaşmaya teşvik etmektedir.
Bir çoğunuz eminim hayatınızın bir kesiminde veya öğrencilerinizle sanatın bir alanı
ile ilgili bir çalışma yapmışsınızdır. Sanat çalışması yaparken “ben” ve “ego”lar yok
olur. Sanat yapılan alanda farklı bakış açılarına, etnik kimliklere, niteliklere vs. sahip
kişiler bir sanat eserini ortaya çıkarmak için yan yana geldiklerinde tek amaçları
ortak bir eser üretmektir. Bu bağlamda farklılıklar kişileri ötekileştiren ve ayrıştıran
değil sanatsal üretimi zenginleştirici unsurlar olarak karşımıza çıkar. Sanat, eğitimcilere,
idarecilere, öğretmen ve öğrencilere yeni ifade alanları geliştirme imkânı verir. Sanat
alanında bir üretim söz konusu olduğunda kafamızdaki “ötekileştiren” kalıplardan
sıyrılıp karşımızdakine sahici ve ön tasarlamalardan arınmış bir yaklaşım imkanı
bulmamız mümkün olmaktadır.
Sanatsal üretim süreci çatışmalarla başa çıkmada çok önemli bir nitelik olan esnek
düşünebilmeyi ve beklenmedik gelişmeler karşısında sağlam kalabilmeyi destekler.
Bu süreç birbirine karşıt kirlerin yaratıcılığın vazgeçilmezi olduğunu da hatırlatır.
Son olarak barış çalışmaları ve eğitimi konusunda uzman ve aynı zamanda şair
Jean Paul Lederach’ın bir sözünü paylaşmak istiyorum: “Eğer karşı karşıya
kaldığınız çatışma durumunun içindeki resmi daha iyi görebilirseniz bu bir senteze
kavuştuğunuzun işaretidir. Karmaşıklığın düğümünü çözme yolu basitliğin zarif
güzelliğini görebilmekten geçer.”
Barış eğitiminin en önemli unsurlarından biri karmaşa ve kaosun içerisinde özü
görebilmektir. Sanat yapmanın eğitimcilere verebileceği en önemli destek ise özü
yakalayabilmektir.
Teşekkür ederim.