Page 88 - 1-100

Basic HTML Version

Barış Kültürü insan doğasının savaş kültürü kadar odağındadır. Farklılıkların yaratıcı
bir biçimde yönetilmesi Barış Kültürünün çekirdeğini oluşturur; Barış kültürü
çatışmanın olmadığı bir olgu değildir. Her kişi bir diğerinden farklı olduğu içindir ki
çatışma sosyal düzenin temel bir öğesidir. Her birimiz dünyayı kendimize özgü bir
biçimde algılar, duyar görürüz ve yaşamımızın büyük bir bölümü kendi algılarımız ile
başkalarının algıları arasında köprü kurma çabaları ile geçer. Tüm bu farklılıklara
karşın devamlı kavga halinde değiliz ve birçok zaman barış içinde yaşamayı
sağlayabilmekteyiz. Barış kültürü kişilerarası bağlılık, toplumsal yakınlık ve aynı
zamanda da özgürlüğe olan gereksinimler arasında yaratıcı bir denge kurar. Barış
Kültürü kişiliklerin, tutumların, değerlerin, inançların bir mozaiği olarak tarif edilebilir
ve insanların birbirleri ile ve doğa ile uyumu, farklılıklarla yaratıcı şekillerde baş etme
ve kaynakların adil paylaşımını içermektedir. Genelde tamamen barışçıl veya tama-
men saldırgan kültürlerden daha çok ikisinin de mevcut olduğu kültürler görmekteyiz.
Denge zaman içinde değişebilir: insanlarda hem barışçıl hem saldırgan eğilimler
mevcuttur. Çocuklar ve tabi ki giderek yetişkinlerin ve kurumların problemlere ne
denli barışçıl veya saldırgan yaklaştıkları toplumun, çocukları toplumsallaştırma
süreçlerinde yatar. Eğer problem çözme davranışını iki karşıt uçlu bir boyut olarak
algılarsak bir uçta tehdit ve savaş diğer uçta ise arabuluculuk, karşılıklı anlaşma,
birlik görebiliriz ve çatışma durumlarında baş etme yöntemleri seçeneklerimizin çok
olduğunu görürüz
Barışı hayal edemeyenler barış için nasıl çalışacaklarını bilemezler ve bu hayalleri
kullananlar saldırganlığı gereksiz kılacak stratejileri yaratacak kişilerdir.
Bu hayalin önemi yadsınamaz
86
Eğitimde Farklılıklara Saygı ve Uygulamaları
Ancak Barış Kültürü sadece hayal gücünün yarattığı bir olgu değildir, aslında
yaşamın var olan bir parçasıdır. Günlük hayatta insanlar, hem özel hem iş
yaşamlarında devamlı farklılıkların arasında bir denge bulmak için problem
çözme yöntemleri kullanmaktadırlar.
Saldırgan bir tutum problem çözümlerini yavaşlatan süreçlerdir.
Barış Kültürü bizleri istediğimiz yerlere götürecek olan süreçleri içerir
Barış Kültürü kendiliğinden gelişmez, açık ve amaç odaklı gayretlerle üretilen yol
haritaları, planlama ve uygulama sonucu gelişip yerleşebilir.
Ve işte burada barış eğitimi devreye girmekte çünkü her büyük sosyal değişim
eğitim kurumlarının önemli rol oynamasını gerektirir,
Bu kurumlar toplumsallaşmanın en önemli aracıdırlar